Çiftlikköy Belediye Başkanı Ali Murat Silpagar’ın karşıladığı Yenişehirlioğlu, izleyicilerle bir araya geldiği süre içinde hayatından, oynadığı karakterlerden, yazarlığa nasıl başladığından, anılarından, siyasete giriş sürecine kadar çeşitli konulardan söz etti. Yenişehirlioğlu’na program sonrasında Başkan Silpagar tarafından çiçek ve anı tabağı hediyeleri takdim edildi. Program sonrası Çiftlikköylülerden büyük ilgi gören Yenişehirlioğlu, birlikte fotoğraf çektirme isteklerini kırmazken, salondaki seyircilerle de selfie çekimi yaptı.

“İnsanoğlunun ayarı, yaşadıklarından çıkıyor ortaya”

Söyleşisinde insanoğlunun ayarının yaşadıklarından ortaya çıktığını anlatan Yenişehirlioğlu, “İnsanoğlu annesinden doğduğu andan, toprağın bağrına gireceği zamana kadar kendi menkıbesini yaşıyor. Önemli olan bu menkıbeyi dolu dolu geçirmek. İnsanoğlunun evsafı (niteliği), ayarı, yaşadıklarından çıkıyor ortaya. Her zaman güllük gülistanlık hayat beslemez insanı. Hayatta karşılaştığımız travmalar, acılar da besler insanı. Yazar olmayı çok arzu ediyordum, hevesimdi, 2011’de avukatlığı bıraktıktan sonra bir gecede yazdığım kitaplar Türkiye’nin önemli yayınevleri tarafından kabul gördü. Bu yazarlık serüveni devam ederken hiç ummadığım bir zamanda yani planlamadığım bir şekilde oyunculuk başladı” diyerek rol aldığı yapımlarda edindiği deneyimleri de aktardı.

“Saatçi Hüsnü öldü, ertesi gün Abdülhamid’in karşısında Tahsin Paşa oldum”

Sevda Kuşun Kanadı’nda dizisinde rol alırken, yeni proje nedeniyle bir günde nasıl set değiştirdiğini anlatan Yenişehirlioğlu, “Dizide Sayın Cumhurbaşkanımızın gençliği, Alparslan Türkeş’in gençliği gibi, yaşayan ve önemli yer işgal etmiş sanatçıları anlatıyoruz. Orada ben de Saatçi Hüsnü’yü oynuyorum, derin bir adam, tasavvufi geçmişi olan bir adam, Mehmet Zait Kotku’nun sağ kolu, gerçek bir karakter. Erbakan siyasete atıldığı zaman Saatçi Hüsnü’nün elini öpmüş, dua istemiş. Dizide beni çok sevdiler, Saatçi Hüsnü’yü. 22 bölüm oynadık, dediler ki TRT’den geldiler, ‘seni öldüreceğiz’ dediler. Siz istediniz diye oynuyorum, niye öldürüyorsunuz, halk da çok sevdi, dedim. Çok büyük bir proje var, Abdülhamid’i çekeceğiz, oradaki Tahsin’i oynamanı istiyoruz, dediler. O sebeple orada ben ‘Eşhedü en la ilahe illallah’ dedim, beni vurdular öldüm, ertesi İzmit’te kafamda fes, ‘Hünkarım’ diyen bir adama dönüştüm” diye anlattı.