Çalıştayın ilk gününde yedi oturum yapıldı. İlk oturumda Balkan coğrafyasında Türk ve akraba toplulukları ile Türkiye arasındaki ilişkilerde ortak proje ve işbirliğinin geliştirilmesi hususu değerlendirildi. Katılımcılar, Türkiye’nin bölgede siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilerin korunması ve geliştirilmesi konusunda daha etkin olmasını talep ettiler. Ayrıca Türk kültür merkezlerinin açılması, Türkçe eğitimine yönelik yasal hakların ihlal edilmesinin engellenmesi, Balkanlarda yaşayan Türk soyluların “Mavi Kart” uygulamasından yararlanması ve Yunanistan’ın Batı Trakya’da yaşayan Müslüman azınlığın Türk kimliğini kabul etmesi gibi konular gündeme getirildi.

İkinci oturumda Türk dünyasında Türk ve akraba topluluklarının olduğu yerel yönetimlerde dil birliği, fikir ve iş birliğinin geliştirilmesi konusu üzerinde duruldu. Katılımcılar, Türk Dünyası Belediyeler Birliği ile daha çok işbirliği yapılması, yerel yönetimlerin Avrupa Birliği projelerinde ortak çalışmalar yapması, kardeş şehir anlaşmalarının yaygınlaştırılması ve kardeş şehirler arasında daha çok işbirliği yapılması gibi hususlara vurgu yaptılar.

Üçüncü oturumda Türk dünyasında Türk ve akraba topluluklarının Türkiye ile ortak siyasal fikir ve işbirliğinin geliştirilmesi konusu işlendi. Katılımcılar, Avrupa ülkelerinde Türkiye’ye karşı yapılan ırkçı saldırılar ve İslamofobi ile Türkofobi, Türk devletlerinde FETÖ terör örgütünün varlığına son verilmesi, Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri, Afganistan’daki son gelişmeler, Rusya’nın Kırım’ı işgali, Karabağ’daki yeni sürecin Türkiye ve Türk dünyası açısından değerlendirilmesi, Irak-Kerkük Türkmenlerinin durumu ve Rusya Federasyonu içinde yaşayan Türk topluluklarının sorunları gibi konuları bütün boyutlarıyla dile getirdiler.

Çalıştayın ilk günü çalışmalarının bu şekilde sonuçlandırılmasının ardından ikinci gününde üç oturum daha gerçekleştirildi. Dördüncü oturumda Türk dünyasında Türk ve akraba topluluklarının olduğu yerel yönetimlerde dil birliği, fikir ve iş birliğinin geliştirilmesi sorusunun cevapları tartışıldı. Katılımcılar, Türk olmanın ilk ve en eski değeri ve kanıtı olan Türk dilinin, Türk dünyasının ayrı coğrafyalarında, ayrı devletlerinde, ayrı bayraklar altında yaşasalar bile konuşabilme, yazabilme, öğrenilebilme ve gelecek kuşaklara aktarabilme hakkının tartışmasız olarak sağlanması ilkesini benimsediklerini ve bu konuda çalışmalar yapılması kararlaştırıldığını belirttiler. Ayrıca Türkiye Türkçesinin bütün Türk dünyasının ortak dili olduğu ancak her bir Türk topluluğunun kendi dilini koruması gerektiği vurgulandı.

Beşinci oturumda Türk dünyasında iletişim birliğinin sağlanmasına yönelik tecrübe aktarımları yapıldı. Katılımcılar, Türk dünyasındaki iletişim birliğinin sağlanması amacıyla Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın iletişim kurumlarının “Türk Konseyi” adı altında faaliyet gösterdiklerini ancak Türkiye ve Azerbaycan arasında kurulan iletişim köprüsünün diğer ülkelerde henüz gerçekleştirilemediğini ifade ettiler. Bu nedenle tüm Türk dünyasının kolay ulaşabileceği ve sesini duyurabileceği ortak bir buluşma noktasına her zaman gereksinim olduğunu belirterek, başta devlet başkanları olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların Türk dünyası ortak iletişimi için daha etkin bir çaba göstermeleri gerektiğini vurguladılar. Ayrıca ortak bir dil ve alfabenin oluşturulmasının süreç içerisinde gerçekleştirilebileceği böylece lehçe farklılıklarının ortak dil oluşumunu sekteye uğratmasının önüne geçilmesi gerektiğini belirttiler.

Altıncı oturumda Türk dünyasındaki medya mensuplarının ortak ve doğru haber alabilecekleri güvenilir bir kaynak haber portalı oluşturmanın önemi tartışıldı. Katılımcılar, Türk dünyası konusunda haber yapılırken ortak hassasiyetlere değer verilmesi gerektiğine ve yapıcı birleştirici tarzda haber yapılması konusunun önemini vurguladılar. Ayrıca Türklerin yaşadıkları bölgelerdeki insan hakları ihlallerini izleme ve sorunlarını çözme konusunda çalışmalar yapılmasına, azınlık halinde yaşayan Türk topluluklarının maruz kaldığı haksızlıkları sürekli gündemde tutmaya ve medya yoluyla destek verilmeye karar verildi.

Çalıştayın son oturumunda ise YAFEM Forum TÜRK Çalıştayı Sonuç Bildirgesi yayınlandı. Bildirgede dile fikirde işte birlik ortak şiarımız olduğu, kederde tasada sevinçte kaderde ve ülküde birlik bütün Türk dünyasının bütünleşmesi için vazgeçilmez olduğu belirtildi. Ayrıca YAFEM’in 2024 yılında 27. yılını gerçekleştirmesi anısına daha geniş kapsamlı bir “YAFEM Forum TÜRK Çalıştayı” düzenlenmesinde sözünü ettiğimiz kurumların öncü ve destekçi olmalarını bekledikleri ifade edildi.

Çalıştayın sonunda YAFEM Forum TÜRK davetlileri olarak Yalova’nın 19 Temmuz 2023, düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yılında şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla andıklarını, Yalova Valisi, Belediye Başkanı, İl Genel Meclis Başkanı, Emniyet Teşkilatı mensuplarını ve Yalova halkını kurtuluşun haklı gururu için kutladıklarını bildirdiler.